Yeni Nesil Kavramı: Z Kuşağı

Yeni nesil kavramında ikinci basamak: Kuşaklar
Biz bu çarkın neresindeyiz?
Dünyanın karmaşık yapısını anlayabilmek için sınıflandırma yapmak hepimize kolaylık sağlıyor. Toplum 5.0'ı anlattığım ilk yazımda büyük çemberden küçük gruplandırmalara indiğimizde kuşaklarla karşılaştığımızı yazmıştım. Bu hafta çemberin iç halkasında sizler için kuşakları inceledim.
Erikson’un Psiko-Sosyal gelişim dönemleri teorisinde belirttiği gibi yaşanan çocukluk ve ergenlik yılları insanların dünya görüşünde oldukça önemli bir yere sahip. Örneğin henüz 3 yaşında minik bireyler olarak bile girişimciliği keşfedebiliyoruz. Bu dönemde çevremizdekilerden girişimlerimizi desteklemesini ve merakımızı gidermelerini bekliyoruz. Ancak olur da işler minik bizlerin istediği gibi gitmez ve ilgilendiğimiz konulardan dolayı eleştirilirsek; bulunduğumuz girişimlere karşı suçluluk duymaya başlayabiliyor ve hayatımızın gelecek dönemlerinde suçluluk duygusuna eğilimli olabiliyoruz.
Bu çerçevede hepimiz farklı kültürlerde, farklı ebeveyn tutumlarında ve her anı birbirinden farklı ve biricik yaşamlarda evriliyoruz. Tüm bu farklılıklar kombinasyonlarında benzer olaylara maruz kalabiliyor, benzer duygular ve benzer düşünceler içinde de olabiliyoruz.
Kuşak tanımlamaları da bu benzerliklerden yola çıkar; bireylerin doğduğu zamanda yaşanan genellemeleri ele alır. Kuşak teorisine göre, kuşaklar yaşanılan dönem içerisinde toplumda gerçekleşmiş olan olayları; sosyo-ekonomik değişim süreçleri, işsizlik oranları, güvenlik veya kıtlık hakkında hissedilen düşünceleri içerir. (Lamm ve Meeks, 2009: 615) Kuşak teorisi, belirli bir zaman dilimininde doğup büyüyen ve aynı yaş grubu içerisinde yer alan bireylerin benzer davranış özellikleri göstermesi ve her yeni kuşakla bu davranış özelliklerinin değişebildiği verileri ile temellendirilmiş bir teoridir.
Bir kuşağı anlamak, bir dönemi anlamaktır. Bir dönemi anladığınızda paradigmanın kıskacına sıkışmaktan kurtulursunuz. Ve sizin gibi olmayanları kendinize ait yargılarla değil, onlara ait gerçeklerle görmeniz mümkün olur. Bu mümkün olduğunda ise dönüşürsünüz.
Henüz birkaç yıl önce tanımlanan Toplum 5.0’ın beklentilerinin ve şekillendirdiği toplumun tam olarak Z ve Alfa Jenerasyonlarına hatta Y Jenerasyonunu da son yıllarında yakalayanlara miras olduğunu belirtmiştim. 2035 yılında Z jenerasyonunun dünya popülasyonunun %75’ini oluşturacağı bekleniyor. Oldukça büyük bir popülasyondan bahsederken geleceği onlara göre şekillendirmek; değişim ve gelişim hızımızı da onlara göre uyarlamak gerekiyor. Sıklıkla bahsettiğim değişim ve gelişim hızı ile ilgili şöyle net bir örnek vermek istiyorum:
Cep telefonun hayatımıza ilk girişi 1980’lerin başlarına dayanıyor. Cep telefonunu tanımamız ve popüler olarak bilinmesi ise yaklaşık 20 yılımızı alıyor. 2000’lerin başlarında Nokia modelleri ile yavaş yavaş erişilebilir oluyor. Hatta bir aralar gazete kuponları ile alınabildiğini de hatırlatalım. (Müthiş dönemler ya..) Sonrasında 2007’de hayatımıza iPhone hayatımıza girdi ve 2007-2013 yılları arasında Apple her yıl iPhone’nun bir üst sürümünü tanıttı. 2013-2016 yılları arasında her yıl iki farklı model çıkartan Apple, 2017’de üç farklı model ile piyasaya giriş yaptı. Her yıl artan bu sayı 2021’de dört farklı model, onlarca renk ve hafıza seçeceği ile karşımıza geldi. Apple’ın 2016 yılında başlayan bu hızlı yükselişi şu an neredeyse her üç ayda bir yeni iPhone modeli ile karşılaştırıyor bizi. Daha hızlı, daha çevik… Tamamen yeni nesil…
Şimdi, bu hızlı teknolojik ilerlemeye biz insanlar çerçevesinden bakalım.
Beş jenerasyonunun aynı zaman çizelgesinde yaşadığı bir dönemde geleceği tabi ki o dönemi yaşayacak kuşaklara göre şekillendirmemiz gerekir. İşte yeni nesil kavramı ile burada karşılaşıyoruz. Geleceği şekillendirmek ve onlara göre uyarlamak.
Burada "onlar" olarak tabir ettiğimiz hiç kuşkusuz Z ve Alfa Kuşağı, belki biraz da Y sonları. Benim gibi Y kuşağı sonları henüz birkaç yıldır iş hayatına entegre olmaya çalışırken önümüzdeki iki-üç yıl içerisinde de aynı konu Z kuşağı için gündemde. Bu sebeptendir ki birçok araştırma bu kuşakların beklentilerini ve geleceğini tartışmaktadır.
"Teknoloji devriminin eşiğinde dünyaya gelen Z jenerasyonunun hayattan beklentileri ve bu beklentiler ışığında iş yaşamına etkileri günümüz şirketlerinin ve yöneticilerinin en önemli gündem maddelerinden biri olarak görünüyor. Kuşak araştırmacıları Z jenerasyonu hakkındaki önermelerinden bir tanesi kendinden önceki X ve Baby Boomers kuşağının taşıdığı iş yerine sadakat ve bağlılık gibi istikrar arayan koşulların aksine Y jenerasyonuyla kısmi ölçüde başlayan iş yerinin kendisine katacağı değere odaklandığı yönünde."
Yakın tarihli bir Nielsen araştırmasına göre, Z kuşağının yaklaşık %54'ü kendi şirketlerini kurmak istediklerini belirtti. Her ne kadar tüketim nesli olarak tanımlansalar da tüketmenin değil var etmenin peşinde bir nesilden söz ediyoruz. Anlamlı işler peşinde koşan, “insanın yaşam kalitesi”ni önemseyen ve bunu iyileştirmeyi hedefleyen bir nesil..
Henüz iş yaşamındaki davranışlarını inceleyebilecek bir verimiz olmasa da araştırmalar birçok şirket için kırmızı alarm vermeye yetiyor. Bu çarktaki yerimiz her neredeyse görmek ve ona göre proaktif yaklaşımlar üretmek dileği ile..
Kaynakça
- Ateş, S. S. & Kaya, M. (2021). Future Expectations of Generation Z: Pressure on Unemployment Anxiety. International Journal of Entrepreneurship and Management Inquiries, 5 (9), 255-270. Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/ijemi/issue/66427/1011154
- Çiçek, H. & Ünlü, G. (2019). Z Kuşağının Kariyer Beklentileri: Lise Öğrencileri Üzerinde Bir Uygulama . Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi , 22 (2) , 447-458 . DOI: 10.29249/selcuksbmyd.542996
- Kuran, Evrim. Telgraftan Tablete: “Türkiye’nin 5 Kuşağına Bakış”. İstanbul: Destek Yayınları, 2019
- Turner, A. (2015). Generation Z: Technology and Social Interest. The Journal of Individual Psychology, 71(2), 103-113. doi:https://doi.org/10.1353/jip.2015.0021