Travma Duyarlı Kurum Kültürü İnşa Etmek

Geçen hafta yazımda “Travma Duyarlı Yaklaşım”ın bireysel düzeyde ne anlama geldiğini konuşmuştuk. Bugün ise aynı kavramı bir üst seviyeye taşıyıp işin kurumsal kültür boyutunu ele alalım. Çünkü kültür eninde sonunda bizlerden ve bizlerin oraya taşıdıkları ile oluşur. Ve bu oluşumun omurgası travmayı taşıyacak kadar güçlü değilse, kırılmalar kaçınılmazdır.
Jung, Dışa Bakan Rüya Görür İçe Bakan Uyanır kitabında “Bastırılan her şey varlığını başka bir yerde sürdürür, hiçbir yere kaybolmaz ve ayrı bir kişilik sistemi oluşturur”der. Bu yüzden insan, travmasını da, yasını da, kaygısını da beraberinde getirir.
Travma Duyarlı Kurum Kültürü Nedir?
Travma, iyilik halini ve yaşam performansını etkileyen duygusal bir yaralanma olarak tanımlanır. Bu yaralar Türkiye’de çok sıklıkla göreceğimiz aile içi şiddet, cinsel saldırı, ırkçılık, önyargı, taciz, ekonomik zorluk, siyasi kutuplaşma ve küresel çatışmalar gibi birçok nedenden kaynaklanabilir. Travma duyarlı bir kurum, travmanın çalışanlar ve hizmet verdiği topluluklar üzerindeki olumsuz etkilerini anlayarak hareket eder ve bu etkileri hafifletmek için aktif olarak çalışır. Hatta buna en somut örnek olarak deprem dönemi kurumların çalışanlarına ve topluma yaptığı çalışmaları örnek gösterebiliriz. Burada asıl amaç, bahsettiğimiz bu travmaları işyerinde “iyileştirmek” değil. Asıl hedef bireylerin sınırlarını rahatça ifade edebileceği ve gerekli destek veya düzenlemeleri talep edebileceği güvenli bir ortam yaratmaktır. Özetle iyileştiren kurum kültürünesahip olmak.
Travma Duyarlı Yaklaşımın Temel İlkeleri
Substance Abuse and Mental Health Services Administration (SAMHSA) travma duyarlı yaklaşım için altı yol gösterici ilke tanımlar. Bu ilkeler travma duyarlı kurumların kültürünü hangi değerler üzerine inşa etmesi gerektiğini açıklar.
- Safety (Güvenlik): Çalışanlar fiziksel ve psikolojik olarak kendilerini güvende hissetmek.
- Trustworthiness & Transparency (Güvenilirlik ve Şeffaflık): Karar alma süreçlerinde şeffaflık, adalet ve güven inşa etmek.
- Peer Support (Akran Desteği): Travma sonrası iyileşmede ilişkiler önemli rol oynar. Eş destek ve topluluk bağlarını kullanmak.
- Collaboration & Mutuality (İşbirliği ve Karşılıklılık): Hiyerarşik güç farklarını azaltıp eşit işbirliği kurmak.
- Empowerment, Voice & Choice (Güçlendirme, Ses ve Seçim): Çalışanların seçim hakkı, katılımı ve kendi sesini duyurabilmesini sağlamak. Bireysel güçlü yanları tanımak ve geliştirmek.
- Cultural, Historical & Gender Issues (Kültürel, Tarihsel ve Toplumsal Cinsiyet Boyutları): Çeşitliliği gözetmeli ve kapsayıcılığı sağlamak.
Temel ilkeler değerlerle entegre edildiğinde geriye eylem planını inşa etmek kalır. Travma duyarlı yaklaşım ise bu perspektifte kurumların nasıl hareket etmesi gerektiğini 4R Modeli ile anlatır:

Bu ilkeleri benimseyen ve pratik adımlar atan kurumlar, insanların kendilerini güvende, değerli ve desteklenmiş hissettiği ortamlar yaratır. Sonuç olarak bu da daha büyük bir kolektif başarıyı mümkün kılar.
Serinin son yazısı bir sonraki haftada “Travma Duyarlı Lider Olmak”ta görüşmek üzere..
Sevgiler,