İyileştiren Kurum Kültürü İnşa Etmek

İyileştiren Kurum Kültürü - Alaz Han Canbolat

Antropolog Margaret Mead’e bir öğrencisi derste “Uygarlığın ilk işareti nedir?” diye sorar. Hepimizin beklediği cevap olan ateş, tekerlek, sanayinin aksine Mead “iyileşmiş bir uyluk kemiği” diye cevap verir. Gerekçesi ise oldukça basittir. Kalçayı dize bağlayan vücuttaki en büyük kemik olan uyluk kemiğinin iyileşmesi yaklaşık altı hafta dinlenmeyi gerektirir. Doğada hiçbir insan bu kırık kemiği iyileşene kadar hayatta kalamaz. İyileşmiş uyluk kemiği demek; birisi o insanın bacağını sarmış onu güvenli bir yere taşımış, onunla birlikte kalmak için zaman ayırmış, ona bakmış demektir. Dolayısıyla zorluklar karşısında başkasına yardım etmek medeniyetin başladığı yerdir.

Hikaye ne kadar doğru bilinmez. Ancak bakıldığı çerçevede güvenli kültürler inşa etmek tam olarak böyle işler: Bir ekip üyesi düştüğünde, onu yargılamak yerine ona yardım etmek, bir ekibin kapsayıcı ve güvenli olup olmadığını belirler. Bazen bir çalışan kendini ifade etmeye çekinir, hata yaptığında geri adım atabilir. Ancak güvenliğin olduğu bir ekipte, o kişi hem kendine hem de başkalarına değer katan bir fikir liderine dönüşebilir.

İşte bugünün konusu tam olarak bu yüzden: “Güvenli ve İyileştiren Kültürler İnşa Etmek”

Özellikle teknolojinin bizden çok daha hızlı koştuğu, yavaş yavaş karar mekanizmalarına dahil olduğu bir çalışma ekosisteminde her bir çalışan şirketlerin sürdürülebilirliğe, çeşitliliğe, kapsayıcılığa karşı duyarlı olmalarını bekliyor. Yapay zeka teknolojileriyle birlikte karar alma süreçleri, işe alım ve performans değerlendirmeleri otomatikleşiyor. Ancak mesele şu:

Yapay zekâ, karar verir. İnsan, hisseder.

Haliyle çok daha kıymetli bir duygunun yokluğunu çekmeye başlıyoruz: Güven

İyileştiren & Güvenli Kültürün 3 Katmanı:

Kurum kültürü soyut bir kavram gibi dursa da, günlük deneyimlerin içinde şekillenir. Kültür de tıpkı insan gibi döner, dönüşür, yeniden başlar. Bu yüzden kültürü bir bina gibi değil, bir sarmal gibi düşünmeliyiz. Her dönüş, bir diğerini doğurur. Ve bu dönüşüm üç katmanda gerçekleşir: anlam, ilişki ve sistem.

 

 

Güvenli Kurum Kültürü Nasıl oluşur?

1️⃣ Anlam → İlişkileri Yönlendirir

“Neye hizmet ediyoruz?”

Anlam, kültürün yönüdür. Kurumun neden var olduğunu, hangi değerleri öncelediğini, sadece para için mi yoksa değer yaratmak için mi çalıştığını belirler.

Eğer bir kurumda anlam netse, ilişkilerde daha az savrulma olur. İnsanlar sadece görev değil, gaye taşır. Bir ekip arkadaşının fikrine “neden değer veriyorum?” sorusunun cevabı bile, ortak anlamdan doğar. Bugünün genç profesyonelleri, artık “burada ne kazanırım?” değil, “burada nasıl bir etki bırakırım?” sorusunun peşinde. Sürdürülebilirlik, toplumsal etki, kültürel duyarlılık gibi konular artık birer sosyal medya kampanyası değil; kurumsal kimliğin omurgası olmak zorunda.


2️⃣ İlişki → Sistemi Yaşanabilir Kılar

“Nasıl iletişim kuruyoruz?”

İlişki katmanı, anlamın günlük hayata yansıdığı alandır. İnsanlar değerleri değil, insanları hisseder. Yani bir değerin kültüre dönüşmesi için o değeri taşıyan bir insan görmeleri gerekir.

Anlamdan doğan ilişkiler; güveni, açık iletişimi, duygusal dayanışmayı mümkün kılar. Ve bu ilişkiler olmadan, sistem en fazla bir “yönetim şeması” olarak kalır.

İlişki katmanı, mikro düzeyde empatiyi; makro düzeyde ise duygusal iklimi kapsar. İyileştiren ilişkiler, sistemi insana değer verir hâle getirir. İlişki varsa, sistem nefes alır.


3️⃣ Sistem → Anlam ve İlişkiyi Sürdürülebilir Kılar

“Nasıl organize oluyoruz?”

Sistem; anlam ve ilişkiyi koruyan çerçevedir. Eğer sistem iyi kurulmuşsa, iyi niyet tesadüfe bağlı kalmaz. İyi liderliğin, adil sürecin, empatik yaklaşımın tekrarlanabilirliği olur.

Örneğin çeşitlilik değerine inanan bir kurum var ama işe alım süreçlerinde panelde hiç farklı özgeçmişler yoksa ya da engellilere yönelik düzenleme yapılmamışsa; bu, anlamın sistem tarafından taşınamadığını gösterir.

İyileştiren sistemler, ilişkiyi rastlantıdan çıkarır, kültüre dönüştürür. Sistem varsa, süreklilik olur.

Bu üç katman bir hiyerarşi değil, bir döngü oluşturur.

  • Anlam yön verir,
  • İlişki bağ kurar,
  • Sistem yapı sağlar.

Her biri birbirini besler. Eksik olan her katman, diğerlerinin işlevini de kısıtlar.

  • Kurumun “çok sistemi var ama samimiyeti yok” dedikleri yerde genelde ilişki zayıftır.
  • “İyi insanlar var ama işler yürümüyor” dedikleri yerde sistem eksiktir.
  • Ve “ne yapıyoruz biz burada?” sorusu duyuluyorsa, orada anlam kaybolmuştur.

Ve tam bunların merkezinde en temel ihtiyacımız “güven” yer alır.

Güvenli Kurum Kültürünün 3 Katmanı

Yorum Yap